Dünya Korona virüsü ile uğraşırken tüm Dünya’da tarımın ve çiftçilerin ne kadar önemli bir yeri olduğu açıkça ortaya çıkmıştır.
2,5 aylık dönemde virüsten ölenlerin sayısı 290.000 Kişiye yaklaşmasına rağmen Dünya’da açlıktan 2,5 ayda ölen çocuk sayısı 616.500 yetişkin sayısı ise 1.258.500 kişi olduğu dikkate alınırsa en tehlikeli virüs AÇLIK’tır. ESCEVDER ve KADOÇED olarak buna dikkat çekmek istiyoruz.
Yakın bir gelecekte AÇLIK, GIDA ve SU savaşları kaçınılmaz olarak karşımıza çıkacaktır. Bunların önüne bir an evvel geçebilmek için çiftçimize ve tarımımıza gereken destek ve önemi vermemiz gerekmektedir.
Türkiye‘de TUİK verilerine göre 2009 yılında 38.912.000 hektar tarım arazisi mevcut iken 2019 yılında ise 37.712.000 hektar tarım arazisine gerilemiştir. Yani 10 yıl içerisinde 1.200.000 hektar tarım arazisi yok olmuştur. Bu ülkemiz için çok büyük bir kayıptır. Bu gerilemenin sebeplerinin başında tarım arazilerinin imara açılması gelirken, ikinci önemli neden ise tarımda ithalat politikalarıdır.
Tarım Bakanlığı’nın hazine arazilerinin 9 milyon m² = 900 hektarının tarıma açılacağının açıklanması yerinde ama yetersiz bir girişimdir. Yılda 120.000 hektar tarım arazisi kaybedilirken 900 hektar tarım arazisi ilavesi devede kulak kalmaktadır.
2009 yılında ekilen alan 16.217.000 hektar iken 2019 yılına ise 15.387.000 hektar ekilebilmiştir. Yılda ekilemeyen alan 83.000 hektardır. Bu demektir ki çiftçi ekmekten ve tarımdan yavaş yavaş uzaklaşmakta ve gittikçe Ülkemiz tarım ülkesi olmaktan çıkmakta ve kendi kendine yetememektedir.
Tarımda planlama gerektiği gibi yapılmadığından üreticinin ürünü ya ziyan olmakta ya da yetersiz üretimden dolayı vatandaşımız gıdaya çok yüksek bedeller ödemektedir.
Köylü milletin efendisidir! Sözünden hareketle üreten köylü ve çiftçilerimizin yeterince desteklenmediğini gözlemekteyiz.
Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği ( ESÇEVDER), Karadeniz Doğa ve Çevre Derneği (KADOÇED) ve Türkiye Çevre Platformu (TURÇEP) olarak;
1.- Tarım alanlarının yok olmasının önüne geçilmesini,
2.- Ekilmeyen tarım alanlarının ekilmesinin sağlanmasını,
3.- Doğal tarımın yaygınlaştırılmasının sağlanmasını,
4.- Vahşi sulama yerine damlama sulamaya geçilmesini,
5.- Çiftçiler için mazottaki KDV’nin sıfırlanmasını,
6.- İthalat yerine yerli üreticilerimize destek verilmesini,
7.- Yerli tohumların desteklenmesi ve yaygınlaştırılmasının sağlanmasını,
8.- Yerli tohumun serbestçe satılmasının önünün açılmasını,
9- Tarımda planlamanın ülke ihtiyaçlarına göre doğru olarak planlanmasını,
10-Üretimde Kültürel ve Biyolojik önlemlerin özendirilerek, gereksiz kimyasal kullanımının önüne geçilmesini,
14 Mayıs Dünya Çiftçiler gününde Yetkili ve ilgililerden tüm bunlara çözüm üretilmesini şiddetle talep ediyoruz.
Konuyla ilgili BASIN BİLDİRİSİ linktedir. Tıklayarak indirebilirsiniz.
14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü Dünya Çiftçiler Gününe İlişkin Basın Bildirisi
Süper öneriler var. Emeği geçen derneklerimizi ve siz profesörlerimizi yürekten kutluyorum. Çabanızı takdir ediyor, çalışmalarınızın karşılık bulmasını diliyorum. Zira başımızdakilerin zerre kadar bunu idrak ettiklerini sanmıyorum. Hala laylaylom havalarında, israftan asla taviz vermiyor, önlem almıyorlar. Hazine arazileri hala boş yatıyor ve vatandaşa geçici olarak kiraya vermiyor, tüm tarım ürünlerinde dışa bağımlılıklarını maalesef ki sürdürüyorlar..