Fatsa Tepeköy-Bahçeler-Erenyurt Altıntepe Bölgesi’ndeki Maden İşletmesince yürütülen II. Etap Bilgilendirme Toplantısına İlişkin Görüşlerimiz:
- Etapta yıllarca süren patlamalarda ortaya çıkan radon gazının radyoaktivite etkisi bölge halkı ve Fatsa Ünye ve Ordu için son derece riskli girişimlerdir. Etkileri, onyıllarca devam edebilecektir. ÇED raporunda buna ilişkin hiç bir ikna edici bilgi bulunmamaktadır. Zaten Ordu İlindeki radyoaktivite artışının dünya standartlarının çok üstüne çıktığı ile ilgili haberlere Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün açıklaması toplum katmanlarında hiç bir şekilde ikna edice bilgiler içermemektedir. Bu bilgilere ilişkin kamuoyunda doyurucu açıklamalara ihtiyaç bulunmaktadır.
- Önceki ÇED Raporunda ve II. Etap genişleme raporunda madencilik faaliyetlerinin bölge ikamet ve – veya iskan alanlarına uzaklığı İHLAL EDİLMİŞTİR. BU YASAL İHLAL HALEN DEVAM ETMEKTE, BÖLGE HALKININ SAĞLIK VE GÜVENLİK riski bulunmaktadır.
- Maden İşletme Ruhsatı I. Etap ta belirtilen süreleri kapsasa da bu süreler II. Etapla sonu görülmeyecek şekilde artırmaya devam edecektir. İşletmenin girişimleri bölgede onyıllarca kalıcı olmaya meyletmesi halkta tedirginlik meydana getirmekte.
- 5 Yıldır bölgede madencilik yapan işletme, Elekçi Deresi’ne olan deşarjlarında siyanür zararlarına ilişkin son 10 yıllık izleme raporları yayınlamamış, bu toplantıda da bilgilendirme yapmamış, bölgedeki yeraltı, yer üstü, ırmak ve derelerdeki çevresel açıdan ortaya çıkan son on yıllık etkiler açıklanmamış bir muamma olarak kalmıştır.
- Bölgede ve liç alanlarında defalarca meydana gelen Heyelanlanmaya ilişkin deşarj eksi dışsallık raporları, bölge / köy halkı için sağlık risk faktörleri ortaya konulmamıştır.
- Yollardan ve madencilik kazı çalışmalarından meydana gelen ve düzenli olarak sulama yapılmadığı görülen bölgelerden kaynaklanan tozlanma ve civarda yürütülen fındıkçılık başta olmak üzere tarım üretiminin rekoltesine ilişkin son on yılın raporu veya istatistiki bilgisi sunulmamıştır. Bu da bölge halkı için tam anlamıyla bir muammadır.
- Maden bölgesinin madencilik faaliyeti bitiminin ardından bölgenin sahipliğine ilişkin bir açıklama bulunmamakta, söz konusu işletme bu bölgenin mülkiyetini nasıl değerlendireceğine ilişkin her hangi bir açıklama önceki ve sonraki ÇED raporlarında bulunmamaktadır. Bölge halkında bu bölgenin sahipliğine ilişkin son derece ciddi kaygılar bulunmaktadır.
- Madencilik faaliyeti sonrası Turkiye’deki ciddi bir ekosistem ve ekolojik kayıplar ortaya çıkmaktadır. Türkiye’deki madencilik faaliyetlerinde bozulan ekolojik dengenin ve ekosistemin yeniden sağlanmasına ilişkin yüzlerce madencilik işletmesinden ancak ve ancak iki üç düzenleme örneği bulunmakta. Altıntepe bölgesindeki madencilik faaliyeti ardından bölgedeki ekosistemin yeniden tesisi konusunda ÇED raporlarında KAYDA DEĞER BİR GÜVENCE bulunmamakta, bu da bölge halkını endişeye sevketmektedir.
- Liçleme alanlarında heyelan bölgelerine ilişkin drenaj ölçümleri ve yağmur doygunluk ve tektonik sarsıntı ihtimali durumunda mukavvemet raporu ortaya konulmamıştır.
- Liclenme bölgelerinde son beş yıla ilişkin ağır metal birikimi ortaya konulmamıştır, bu faaliyetlerin başlangıcından bu güne ilçeler ve il kamuoyuna tatmin edici bilgi verilmemiştir.
- Sağlık bakanlığı, veya işletmeci firma tarafından maden ocağındaki Işçilerin ve köylülerin 5 yıllık sağlık durum izleme raporları çıkarılmamıştır. Uzun dönemli primer sağlık sorunlarına ilişkin bir rapor açıklanmamıştır. Bu belirsizlik halkta endişelere yol açmaktadır.
- Madencilik faaliyetlerin yürütüldüğü bölgede Endemik türlerin olup olmadığı varsa bunların korunmasına veya alternatif plantasyonlarına ilişkin bir açıklama bulunmamaktadır.
- Bölgenin arkeolojik karakteri ve özelliği nedeniyle çevre ve şehircilik ve kültür bakanlığına ilişkin kazı bölgeleri üzerinde bir takip sistemi bulunmamakta, kazı bölgesinde güven esasına ilişkin sistem yürütülmektedir. Bunlara ilişkin açıklamalar beklenmektedir.
- Önceki ÇED Raporunda vaad edilen siyanür kullanım miktarı, su kullanım miktarı, hidro-klorik asit miktarı bellidir. Bu raporda söz konusu kullanım vaadi ve halihazırdaki 5 yıllık kullanım oranı, kullanılan su miktarı ile buharlaşma oranı arasındaki ortalama bölgedeki sıcaklığı dikkate alınarak açıklanması gerekmektedir. Bu konuda ortaya çıkan eksi dışsallıklar ve salınımlara ilişkin endişeler giderilmelidir.
- Elekçi deresindeki flora ve faunaya ilişkin siyanür etkisinin ortaya konulması için en az son on yılın flora ve fauna çeşitliliği ve durumu hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ilgili işletmeden rapor talep etmesi gerekmektedir. Bu konuda mevzuatta boşluklar bulunması durumunda ekosisteme yönelik tahribatların somut yöntem ve tekniklerle engellenmesi için söz konusu maden mevzuatının güncellenmesi son derece önemlidir.
- Madencilik faaliyetlerinde hep süre istenmiş ve sürelere her zaman uzatılmıştır. Altıntepe bölgesinde de benzer durum olacağı ciddi şekilde kaygılar uyandırmaktadır.
- Bölge halkının PATLATMA BÖLGELERİNDE ORTAYA ÇIKACAK RADYOAKTİF ETKİLİ RADON GAZI SALINIMI konusunda, sürelere uyulmaması konusunda, bölgenin mülkiyet ve ekosistem açısından akıbetinin ne olacağı konusunda, ağır metal birikimleri konusunda, heyelan durumunda liçleme alanındaki drenaj mukavvemetleri konusunda, uzun dönemli can ve mal güvenliği ile sağlıklarındaki bu gün etkisi tam olarak görülmeyen kalıcı tahribatlar k
onusunda bölge halkının ÇOK CİDDİ endişeleri bulunmaktadır. Kısaca bu günkü BİLGİLENDİRME TOPLANTISI BİLGİLENDİRME den ziyade bir formalitenin yerine getirilmesine yönelik ritüelden ibarettir. Bundan sonraki olası yeni bilgilendirme toplantılarının doyurucu bilgilere dayanan / tatminkar, saydam, daha demokratik ve profesyonel bir yöntemle yapılması ayrıca önemlidir.
Bu 17 maddede belirttiğimiz hususlara ilişkin açıklamaların ya söz konusu madencilik işletmesince ya da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce mümkünse madde madde yapılarak ortaya çıkan belirsizliklerin giderilmesi bölgemiz adına ve kamuoyunun sağlıklı bilgilenmesi adına son derece önemlidir.
KAMUOYUNA SAYGI İLE DUYURULUR.
KARADENİZ DOĞA VE ÇEVRE DERNEĞİ GENEL BAŞKANI
DR. AHMET FİDAN